1976 yılıydı. MILLIYET gazetesinde çalışmaya başlamıştım. Daha genç bir stajyerdim. Avusturya Lisesinde okumam ve İngiltere’de eğitim görmemin mesleğime büyük katkısı olmuştu. Yani Almanca, İngilizce ve İtalyanca konuşmamın avantajlarını daha baştan yaşamaya başlamıştım.
Daha gazeteye gireli kısa bir süre olmuşken benim pasaportum olup olmadığını sordular. Tabii ki vardı. Önümüzdeki hafta Bratişlava’da Çekoslovakya - Türkiye milli maçı var oraya gidiyorsun dediler.
Şaşırmıştım.
Doğrusu böyle bir şey beklemiyordum.
Rahmetli Turgay Şeren ve fotoğraf üstadı Hüseyin Kırcalı ile birlikte Bratislava’nın yolunu tuttum
MILLIYET’deki ilk seyahatim buydu.
17 yıllık MILLIYET yaşantımda 3 dünya kupası 4 Avrupa Futbol Şampiyonası sayısız Milli maçlar, Şampiyonlar ligi finalleri gibi organizasyona katıldım. Gitmediğim ülke neredeyse kalmadı. Meksika dahil.
Futbol bir temaşa oyunudur. Sevmeyen sevmez. Ama seven de gönülden bağlanır. Öyle bir bağlanır ki kopamaz ve vazgeçemez. İşte futbol bende böylesine büyük bir tutku yaratmıştı.
Sosyoloji eğitimi almama rağmen futboldan hiç ayrılmadım. Ona ihanet etmedim.
Galatasaraylıyım. Ama MILLIYET yıllarım sırasında başlarda Beşiktaş muhabirliği de yaptığım için çok sayıda Beşiktaşlı tanırım. Ve Beşiktaş’ı da severim.
Bu sevgim hiç bitmemiştir.
Futbol maçlarını kaçırmıyorum. Süper Ligi zaten AKİT TV yorumcusu olduğum için mutlak seyrediyorum. Tabii üç büyüklerin Avrupa maçlarını da izliyorum. Ocak ayının son haftasına rastlayan 8. maç programını da yakından takip ettim.
Galatasaray Ajax’dan ikinci golü yiyince ekrana veda ettim. Fenerbahçe maçına geçtim. Oradan da Beşiktaş maçı.
Doğrusu üzüldüm. Takımlarımız biz coşturacak sonuçlar almadılar. Hüsranı Galatasaray’ın Dinamo Kiev maçında yaşamıştım. Ajax maçından pek bir şey beklemiyordum. Düşündüklerim çıktı.
Şimdi Play-off maçları oynanacak. Galatasaray Alkmaar ile eşleşti. Fenerbahçe’nin rakibi Anderlecht.
Ben iki takımında bir üst tura çıkacağına inanıyorum.
Hele hele Fenerbahçe’nin Talısckası Galatasaray’ın da Morata’sı bir oynarsa sonuçlar fark yaratabilir. Galatasaray'ın da Fenerbahçe’nin de artık ciddiyet dönmeleri gerekli. Çünkü Türk futbolunu temsil ediyorlar.
Şimdiden iki kulübede başarılar dileyelim.
Hoşça kalın