6 Ocakta Silivri de oynanan Silivrispor-Bayrampaşaspor maçın da ilk devre daha derli toplu olan, ne yaptığını bilen Bayrampaşaspor yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Silivrispor elde ettiği penaltıyı gole çeviremeyince ilk devre golsüz berabere tamamlandı.
Maçın ikinci yarısı ise iki takımın da karşılıklı atakları ve yakaladığı net pozisyonlarla geçerken 90+4 de Bayrampaşaspor 3 puan aldığı golü buldu. Maçın genel görünümü aslında Silivrispor’un hemen her maçta yaşadığı genel sorunlardan ibaret geçti.
Seyirci haklı olarak futbolculara, teknik heyete ve yönetime tepkiliydi. Ben yönetimle ilgili kısımdan çok futbolcu ve teknik heyet açısından Silivrispor’u analiz etmeye çalıştığımda, ne yaptığını bilmeyen futbolcu topluluğu ve onları ne şekilde oynatacağını bilmeyen ve maç içinde oyunu analiz edemeyen ve gerekli müdahalede bulunmayan teknik ekip gördüm.
Rakip takım maçın başladığı andan bitene kadar ve gol olana kadar sağ taraftan (bizim sol tarafımızdan) onlarca kez atak yapıp tehlike yarattı ve sonunda da golü buldu.
Orta saha da 8 numaralı oyuncuları Bünyamin ile her pozisyon da top 21 numaralı Mustafa'ya oynandı. Bir türlü o bölgeye ve Bünyamin’e önlem alınamadı.
Rakip takım orta sahasında o kadar disiplinli ve ne yapmak istediğini bilen takım görüntüsündeydi ki, top bize geçtiği an ofans da çok iyi olan Mustafa ve savunmanın önünde oynayan Nasrullah kale gibi her atağımıza kesip ileri oynayarak çoğalmayı başardılar.
Nasrullah ilk topa müdahale edip, Bünyamin’e, ondan da Mustafa'ya basit bir halı saha mantığını biz çözemedik ve müdahale edemedik veya önlem alamadık.
Silivrispor da teknik heyeti eleştirsek de saha da nerde durması gerektiğini bilmeyen, hangi pozisyon da nasıl top isteyip alacağını bilmeyen, güçsüz, hücum da çoğalamayan bir orta saha varken, yakaladığı pozisyonlar da karşı karşıya net 3 pozisyonu harcayan forvet hattı da vardı.
Futbolcular da kendilerine olan güven kaybı ve kondisyon yetersizliği, top istemeye çekinen, son vuruşlarda ayağında derman olmayan ve güven kaybından dolayı ne şekilde topu kullanacağından emin olamayan futbolcular da maçın kaybedilmesine neden olmuşlardır.
Savunmadan topla çıkarken orta saha da görev yapan futbolcular rakibin arkasında saklanıp top alamadıkları için, bir türlü oyun ters yönlere aktarılamazken, savunmadan çıkan toplar çizgi kenarına oynandı ve rakip sıkıştırıp topa sahip oldu.
Oysaki futbolcuların güçleri ve güvenleri yerinde olsa kendilerini gösterip topu savunmadan alıp sağa ve sola yönlendirmeyi başarabilmeliydiler. Orta sahada rakibe ilk hamleyi yapmaya çalışan Hakan’ın da gücü yettiğince mücadele etti ancak 90 dk diri kalamadı.
Arkada Mehmet hemen her pozisyonda rakiple karşı karşıya kalarak elinden geleni yaptı ve birçok pozisyon da hamleleri ile başarılı oldu. Silivrispor’un bir oyun planı var mı yok mu ve ya ne yaptığını anlamaya çalışıyoruz ve beğenmiyoruz bu konuda hemen herkes hem fikirdir sanırım ancak burada konu sadece teknik heyetle ilgili değilken, elde olan futbolcu topluluğunun da becerileri bu kadar…
İşte burada da konu yönetimin becerisine ve maddi gücüne kadar geliyor. Birilerinde kabahat ararken sadece bir kişiyi veya bir topluluğu değil olayları genel olarak değerlendirmek gerekiyor.
İşini bilen yönetim, parası olan yönetim, arkasından iyi parayla alınacak iyi ve becerili futbolcular veya işini bilen yönetimle aynı zaman da ucuza yetenekli gençleri bulmak ve en sonunda da, onları oynatacak teknik ekip. Bunlar eksik olduğun da işler yolunda gitmiyor.
Silivrispor’a yazık etmeyelim, birlik olalım, suçu birilerinde aramayalım ve takımı kurtaralım. Çünkü düşersek bir daha çıkmak için mevcut bütçeden daha fazlasına sahip olmakla mümkün olacaktır da şans takımın yanın da olursa.