Türkiye’de Hakem camiasında adam kayırma, birilerine iltimas geçme, haksız terfiler ve kendi evlatlarını kollama ile yine kendi evlatlarına ileride rakip olabilecek genç Hakemleri henüz yolun başında harcamak ölümün her canlıya ulaşacağı gibi gerçektir.
Dün bir Hakem izledim…
Alibeyköy-Görükle İpekspor maçına normalde en azından Klasman Hakemi bekleniyordu. Bilecik’ten Mustafa Gökhan Keskin adında 31 yaşında, Beden Eğitimi Öğretmeni olan ve BAL’da 5’inci yılını tamamlayan bir Hakemi ile triosunu gönderdiler.
Hakem sahaya gelirken kendini belli eder; Mustafa Gökhan Keskin ve ekibi zorlu maçta çok tutarlı bir yönetim sergilediler. Bu hakemde kararlılık var. Alibeyköyspor aleyhine şak diye penaltıyı verdi, kimse konuşamadı. 2 dakika sonra net bir elle oynamayı gördü, Görükle İpek aleyhine de penaltıyı verdi; Verirken de herkesin göreceği şekilde savunmacının o andaki kolunun şeklini gösterdi ki, kimse yine konuşamadı. Futbolda şunu derler, el topa giderse kaza, top ele giderse ceza…
Bu Hakemin kendine güveni var, aynı pozisyona farklı kararlar vermiyor. Boyu posu yerinde, eli ayağı düzgün. Bazı Hakemleri tipi güzel diye Süper Lige alan Beyler, Bilecikli bu Hakemi neden görmezler? Mustafa Gökhan Keskin belki bir Kıvanç Tatlıtuğ değil ama tam Türk soyuna ait çakı gibi gösterişli bir genç. Bu adam her haliyle Hakem olmuş…
Mustafa Gökhan Keskin’in çoğu Hakemin patlayacağı ve maçı masaya getireceği bir final maçına vermişler. Hakemlerin bazılarını bu maçlara 'son maçı olsun, maçı yarıda kalsın da bundan da kurtulalım, bizim çocuğa rakip olmasın işi bitsin' diye verirler… Bu tarz maçlarda genelde güçlü takımlar, ev sahibi takımlar; Hakemi patır patır yerler. Her türlü zorluğu yapar, etki altına alır ve Hakemi sahada eli kolu bağlı duruma getirirler. Ancak yılları Profesyonel Liglerde geçmiş Alibeyköyspor bile bu Hakeme etki etmedi, baktılar ki Hakem ne gördüyse onu veriyor, "Bu Hakem hak yemez kaderimize razı olacağız" deyip Hakem ne karar verdiyse kabul ettiler.
Maçın ilk 10 dakikası ile son 10 dakikası arasında aynı kondisyonu oruçlu olmasına rağmen koruyan, 90 dakika boyunca eyyama girmeyen, gördüğünü veren ve zor maçtan alnın akıyla çıkan bu Hakemi BAL’da tutarlarsa Hakem camiası yine kaybeder. Bu Hakemin yeri şu anda en kötüsüyle 1.Ligdir. 2. Profesyonel Ligde santraya sandalye koyarak maç yönetecek kapasitesi var. Futbolu biliyor ve maçta az konuşup ağzını sadece nefes almak ve düdük çalmak için açıyor…
Bu Hakemi 5 senedir BAL’da olduğu halde neden çıkartmadılar? İyi Hakem olduğunu biliyorlar ki, BAL’ın en zor grubunun en kritik maçına verdiler. Bu Hakemin neyi eksik çok merak ediyorum. Belki 31 yaşında olması handikap diye düşündüm zira mevcut MHK, 25-26 yaşında Profesyonel Lige alacak Hakem arıyor.
Özetle çok iyi bir Hakem izledim. Yıllar önce Turgut Doman’ı Çerkezköy-Velimeşe Tekirdağ BAL’a çıkma düşme baraj ve Halil Umut Meler’i de Fulya Stadında Dikilitaş-Çıksalın maçlarında izleyip çok beğenmiştim. Mustafa Gökhan Keskin, 2009 yılından bu yana BAL’da izlediğim en iyi Hakemdir. Allah yolunu açık etsin.